Eşlerin her ikisin de çalıştığı durumlar ülkemizde yaygındır. Çok sık karşılaşıldığı üzere asgari geçim indirimi hesaplanırken bu hesaplamanın nasıl yapılacağı ve hesaplama sırasında çocuklardan doğan hakkın hangi eş tarafından alınacağı merak konusudur.
Asgarî geçim indirimi; ücretin elde edildiği takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgarî ücretin yıllık brüt tutarının; mükellefin kendisi için % 50'si, çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eşi için % 10'u, çocukların her biri için ayrı ayrı olmak üzere; ilk iki çocuk için % 7,5, (6445 Sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle eklenen ibare Yürürlük;01.05.2015) üçüncü çocuk için %10, diğer çocuklar için % 5'idir. Gelirin kısmî döneme ait olması halinde, ay kesirleri tam ay sayılmak suretiyle bu süreye isabet eden indirim tutarları esas alınır. Asgarî geçim indirimi, bu fıkraya göre belirlenen tutar ile 103 üncü maddedeki gelir vergisi tarifesinin birinci gelir dilimine uygulanan oranın çarpılmasıyla bulunan tutarın, hesaplanan vergiden mahsup edilmesi suretiyle uygulanır. Mahsup edilecek kısmın fazla olması halinde iade yapılmaz.
Kanunda belirtilen çocuk kavramından kastedilenler;
Mükellefle birlikte oturan veya mükellef tarafından bakılan kişilerdir.
Nafaka verilenler, evlat edinilenler, anne veya babasını kaybetmiş torunlardan mükellefle birlikte oturanlar.
Tabi ki 18 yaşını doldurmamış olanlar yararlanır. Ancak eğitimi devam eden 25 yaşını doldurmamış çocuklarda yararlanır.
Eş tabiri ise aralarında yasal evlilik bağı bulunanlardır.
İndirim tutarının tespitinde mükellefin, gelirin elde edildiği tarihteki medenî hali ve aile durumu esas alınır. İndirim, yukarıdaki oranlara göre hesaplanan tutarları aşmamak kaydıyla, ücret geliri elde eden aile fertlerinden her biri için ayrı ayrı, çocuklar için eşlerden yalnızca birisinin gelirine uygulanır. Boşananlar için indirim tutarının hesabında, nafakasını sağladıkları çocuk sayısı dikkate alınır.
Bu durumda Eşlerden sadece birisi çocuklardan doğan asgari geçim indirimini almaya hak kazanır.
Ücretliler medeni hallerini, eş ve çocuk durumlarını işverene bildirmekle yükümlüdür. Durumlarında oluşan değişiklikleri 1 ay içerisinde işverene bildirmek zorundadırlar. İndirimi etkileyen değişiklikler ücretlinin yaptığı bildirim tarihi itibariyle uygulanmaya başlanır.
Birden fazla işverenden ücret alınıyorsa bu bildirim en yüksek ücret alınan işverene yapılır. En yüksek alınan ücret belli değilse çalışan istediği işverene de bu bildirimi yapabilir.
Tebliğde ücretlilerin aile bildirimin eksik veya yanlış bildirmesi halinde oluşacak bir cezai sorumluluk belirtilmemiştir. Bu durumda idareye karşı sorumluluk kime ait olacaktır sorusu nu aklımıza geliyor?
Ücret gelirleri kesinti yoluyla vergilendirilmektedir. Verginin idareye beyan edilip ödenmesi işveren sorumluluğundadır. Her ne kadar bu konuyla ilgili tebliğde ceza belirtilmemiş olsa da, işveren yaptığı eksik kesinti sebebiyle idare ile karşı karşıya kalabilir ve cezalı bir durum oluşabilir. Bu durumda ise işveren eksik veya yanlış bildiriminden dolayı çalışana rücu hakkını kullanabilir.